22 Mart 2013 Cuma

Akademik Bir Taktik Olarak Uyutma Stratejisi

Nadir uğruyorum idare edeceksiniz.
Ben yüksek lisansı 4.00 ile bitirdim. Valla. Hem de hani o Türkiye’nin ennnnn iyi ilk üç üniversitesi var ya, onlardan birindeydim. (En iyisindeydim! ehimehi) “Dışarıdan bakınca normal gözüküyosun demek için bok.” demişti çok sevdiğim biri bu konuda.
Bayağı çalıştım yalan değil. Ama birinci sınıfta, bu taktiğe henüz vakıf olmadığım biçare yıllarda en çok çalıştım; ala ala 2.75 ortalama aldım. Yüksek lisansta 4.00’a daha çok çalıştığımdan çıkmadım, no beybi, bir strateji buldum da oldu. İşte onu anlatacağım size. Yeni nesle yönelik bir nevi amme hizmeti diyelim.
Baştan bunu yapmayı bilmiyordum. Sınav kağıdı geliyordu önüme ya da başlıyordum makaleye, olabildiğince açık, net, yalın bir dille yazmaya başlıyordum bildiğim her şeyi. YANLIŞ!
Neden yanlış?
Hoca takip edebiliyor her yazdığını o zaman. Olaya hakim oluyor. Sen ona öğretmiyorsun ki, o zaten biliyor. Açık olmana gerek yok yavrucum. Bırak anlamasın. Anlayamadığı şeye değer verir üniversite hocası. Ne kadar saçma, ne kadar boş, ne kadar soyut, ne kadar düşünülemez o kadar makbul.
Ne yapıyoruz o zaman?
Kullanmanız gereken bir terminoloji var. Artık dalınıza göre değişir ama anlayacaksınız benim sosyal bilimler örneklerimden: paydaş, vizyon, sürdürülebilirlik, sosyo-ekonomik performans, revize etmek, sektörel gibi kelimeleri alıp cümle içinde kullanın. Gelişigüzel serpiştirin.
Örnek:
“Benim babamın sektörel vizyonu dahilinde geliştirip sosyal paydaşlara raporladığı performansa dönük erişilebilir verileri var.”  
cümlesi
“Benim babamın kondansatörü var.”
cümlesindeki çaresiz basitlik hissini karşı tarafa geçirmese de aynı derecede çaresiz ve aynı derecede basit aslında. Kıpskıps
Yapılacak şey kolay, gramer ve sentaks açısından doğru ama SON DERECE içi boş ve soyut cümleler kurun. Belli sözcüklerle yazarsanız ne yazdığınızı bilmenize gerek kalmaz. Karşı taraf da anlamaya çalışmaz, kopar çünkü. O kadar ciddi, o kadar profesyonel duyulan şeyler duyar/okur ki anlamadığını itiraf etmek de ağır gelir. Zaten anladı zanneder okurken.
Give them a taste of their own medicine!
Bu stratejiyi kullanın ki fareli köyün kavalcısının ezgileri sınav kağıdını eline alan hocanın kulağında yankılansın. Yazılan makalenin, verilen cevabın 3. satırına geldiğinde sadece gözleri satırları takip eder, aklı bammmbaşka diyarlarda gezer olsun. Sonuçta okurken mallaşsın, profesyonellikle bağdaşan kelimeler gördüğü için yüzünde memnun ve tatmin olmuş bir tebessüm belirsin, aslında olmuş sansın ama olmasın! Hiç olmasın aslında >)